top of page

“HAYIR” diyebilmenin dayanılmaz hafifliği..

İki cevap var dilde…

Biri “evet” biri “hayır”

Arada kalmışlıksa kararsızlık...

Çoğu zaman sadece insanlar kırılmasın diye bazen de sorun çıkmasın diye ve kim zaman sevilmeye devam etmek için aslında içimizden hayır demek geçse de evetlerimiz oluyor. Zannediyoruz ki teklifleri reddettiğimizde ,birinin istediğini yerine getirmediğimizde sevilmeyeceğiz.

Bu bir yanılsama aslında..

Başkalarına hayır diyememek aslında kendimize hayır demek…Kendi istek ve ihtiyaçlarımızdan vazgeçerek bir nevi fedakarlık yaparak o insanlara öncelik veriyoruz. Çünkü böyle sevileceğimizi, ilişkilerimizde böyle sıcaklığı sağlayacağımızı düşünüyoruz. Ve ne yazık ki aynı insanlardan genellikle hayır cevabını sıklıkla duyuyoruz.

Bize böyle öğretildi çünkü. Ve anne-babamıza da böyle öğrettiler…Nezaket ve hoşgörü değerlerini korumanın insanları onaylamak olduğunu yüklediler. Aman kimse üzülmesin, sakın kimseyi üzme,kırma.. Karşıdaki mutlu olsun sen olmasan da olur…çünkü dış onay her şeyden önemliydi…

İki küçük kız çocuğu düşünün…ve de bir tane oyuncak bebek…biri uysal ve mülayim bir kız,diğeriyse biraz cevval…oyuncak bebek uslu kızın…ve oynamaya başlıyorlar.sonra bir sahip olma arzusu yükseliyor ve bebek paylaşılamıyor.Cevval olan bebeği istiyor ,uslu çocuk vermek istemiyor..Cevval olanın sesi yükseliyor,bağırıyor,ağlıyor…ve olay yerine anneler geliyor…sorun oyuncak bebek…Uslu olan kızın annesi diyor ki “bak kızım o senin arkadaşın ve ağlıyor, bebeği ona versen ne olur ki,üzülmesin ,ağlamasın..”Uslu kız çocuğu bebeğini istemeyerek de olsa veriyor,çünkü sevilmenin tek yolunun bu olduğunu düşünüyor.ve işte burada kader ağlarını örüyor ve mesaj oluşturuluyor.

“Senin mutluluğun önemli değil,sen üzülsen de istemesen de başkasını mutlu etmek için senin olandan vazgeçmelisin,çünkü sen uslusun,naziksin ve uslu olursan sevilirsin…” yıllar sonra bu küçük uslu kız çocuğu büyüdüğünde de bu mesajla yaşıyor hayatını…hayır deme…vazgeç kendinden…yoksa seni sevmezler…yetişkinlikte de bu böyle sürüyor gidiyor…her istenileni yapan, asla hayır demeyen, hep kendinden vazgeçen oluyor…ve kaçınılmaz sonuç hayatının iplerini başkalarına vermiş,tutsak bir birey..ve elbette mutsuz…

Oysa bizim hayırlarımıza değer verenler yanımızda olmalı…hayır da desek saygı duyanlar olmalı ve hayır desek de bizi sevmeye devem edenlerle devam etmeli hayat…çünkü ancak o zaman biz biziz,çünkü o zaman etrafımızdakiler bize saygılı ve çünkü o zaman biz tam ve bütünüz….

Sevgilerimle… EDLAN BOSTANCI



Yorumlar


Son Paylaşımlar
Arşiv
Etiketlere Göre Ara
Bizi Takip Edin
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
Siteye Abone Olun

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

bottom of page